"Atatürk hâlâ önemli mi
bizim için? Çok önemli. Çünkü Atatürk adını sil, yerine akıl yaz, akılsız
hiçbir şey yapamazsın, aklın olmadan atacağın her adım seni felakete götürür.
Aklının seni iyiye götüreceğinin garantisi yoktur, ama orada adam gibi bir şey
yapma ümidin, aklını paranteze alarak yaptığından çok daha fazladır. Atatürk,
bunun için önemlidir. Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir.
Bunun mümkün olduğunu göstermiştir; ama “Ben böyle diyorum, böyle yapın”
dememiştir. Bilakis, “Ben hiçbir şey söylemiyorum” demiştir.
Biliyor musunuz, Atatürk’ün
bütün yazdıkları, yaptıklarından sonradır, “Onu yapacağım, bunu yapacağım”
dememiştir. Marx gibi kâhinlik etmemiştir. Hitler gibi niyetlerini ortaya döken
kitaplar yazmamıştır. Bütün yazdıkları, yapacaklarını yapıp işini bitirdikten
sonra verdiği hesaptan ibarettir. Atatürk bugün önemli mi, Atatürk bugün ilgili
mi bizimle, yani Atatürk’ü düşünmek zorunda mıyız? Tekrar ediyorum, Atatürk adını
sil, yerine akıl yaz ve bu soruyu tekrar sor. Akıl önemli mi bizim için,
aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevap neyse, Atatürk’ün bugün
bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun
yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Kendisinin de
söylediği budur.
Peki, Atatürk hata yapmadı mı?
Çok. Bir tane de değil, pek çoğundan döndü, kendi keşfettiklerinden döndü,
belki dönemedikleri de vardır ama bu bir insanın kötü niyetini göstermez.
Aksine, fark edip döndüğü hatalar onun iyi niyetinin en açık işaretidir.
Hataları var dedik Atatürk’ün. Kendisinden sonra yerine kimin geçmesini
istediğini sorduklarında “hiç kimseyi” demiş. Bu çok önemli ve üzerinde
düşünülmesi gereken bir cevaptır."
Yukarıdaki satırlar Ka Kitap tarafından 2016’da yayımlanan A. M. Celâl
Şengör'ün Atatürk'ü farklı yönleriyle anlattığı "Dâhi Diktatör" isimli tarih kitabında yer almaktadır. Yazar
hayata bakış açısı olarak bilimi ön planda tutan ABD Ulusal Bilimler
Akademisi'nin ilk Türk yabancı üyesi seçilmiş ve Rus Bilimler Akademisi'nin
Fuat Köprülü'den sonra seçilen ilk Türk üyesi jeoloji profesörü olma hakkını da
almıştır. Çok sayıda uluslararası bilim ödülüne de sahiptir. Ulu Önder’in
farklı bir bakış açısıyla anlatıldığı kitap diktatörlüğün tanımıyla başlanıp Ulu
Önder’in izlediği yol, tarihi ve bilimsel açıdan değerlendirilmelerle ele
alınmaktadır.
Söyleşi tadında kaleme alınan tarih kitabı iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci
kısımda Atatürk'ün düşünce yapısı, bilimsel yöntemleri anlatılırken olaylar
karşısında izlediği yol örnekler verilerek anlatılmaktadır. İkinci kısımda ise
daha çok yaptığı devrimlerden ve bu devrimlerin gerekçelerinden bahsedilmektedir.
Yazarın kendi hatıralarının da yer aldığı satırlarda Atatürk'ün Türk algısının
üzerinde sıklıkla durulmaktadır. Aralarda Atatürk fotoğraflarının da bulunduğu
kitap Dahi Diktatör ’ün mükemmeliyetçi yönünden ziyade hatalar da
yapabileceğini bizlere göstermektedir. Fakat kitapta hatalarında direten bir
Atatürk'ten ziyade hatalarını gören ve düzelten bir liderden bahsediliyor
olması da ayrıca önemlidir.
Geniş bir perspektiften bakılarak yazılmış olan kitapta Atatürk için yerine
göre eleştiriler yapılmakta, yerine göre de methiyeler dizilmiştir. Fakat kitap
yazarın samimi anlatımıyla Atatürk'ü bilimsel anlamda tanımak isteyenlerin
ellerinden bırakmak istemeyeceği bir kitaptır.
İyi okumalar.
Yorumlar
Yorum Gönder