“Ben tepelerin toprağı ve
kemikleriyim. Ben kışın kendisiyim.”
“Büyük Fatih’in Epik Destanı’nı
okuyucuyla buluşturan dizinin ilk kitabı olan Ovaların Kurdu’nda Timuçin,
dünyanın en dağınık ve savaşçı kabilelerini bir araya getirip Cengiz Han
kimliğiyle vahşi Moğol düzlükleri ve ovalarından yeni bir dünya yaratmıştı.
Okçuların Efendisi ise tüm kıtaya diz çöktürecek kanlı bir direnişe sahne
oluyor.
Şimdi binlerce yıl boyunca
geniş ve verimli toprakları ile güçlü bir orduya sahip olan Jin
imparatorluğunun kalesine hapsedilmiş halkı kurtarılmayı bekliyor. Cengiz
Han’ın komutası altındaki savaşçıların elinde yalnızca ok ve at var, bir de
ıssız, çorak ve buzlu topraklardan çıkma demir gibi bir disiplin anlayışı.
Önlerini kesen taş duvarlar karşısında Cengiz Han ya ezeli düşmanını alt edecek
ya da hayallerinin yıkılıp halkının dağılmasına seyirci kalacak.
Conn Iggulden bu kitapla dünya
tarihinin en ürpertici ve tartışmalı karakterlerinden biri hakkında bildiğiniz
her şeyi bir kez daha sorgulamanızı sağlayacak ve sizi unutamayacağınız bir
yolculuğa çıkaracak.”
Bu satırlar Conn Iggulden’in 2009 yılında Koridor Yayıncılık
tarafından yayımlanan Okçuların Efendisi
isimli kitabının arka kapağında yer alıyor. “Okçuların Efendisi”, Cengiz Han’ın hayatının romanlaştırıldığı Büyük Fatih’in Epik Destanı serisinin
ikinci kitabıdır.
Kitapta, Timuçin’in Cengiz Han olarak ordusuyla birlikte Jin
İmparatorluğu’nun kapısına dayanması, Cengiz Han’ın ordusunun yapısı, savaş
teknikleri, generalleri ve Cengiz Han’ın fethetmeye duyduğu açlık anlatılıyor. Kitaba
göre, Cengiz Han için yaşamak savaşmak demek ve en büyük mutluluk “Düşmanlarını ezmek, hepsinin ayaklarının
dibine düştüğünü görmek. Düşmanlarının atlarını ve mallarını alıp, kadınlarının
yasını dinlemek. “
Güzel bir serinin ikinci kitabı olan “Okçuların Efendisi”nin kütüphanenizde yer alması dileğiyle.
İyi okumalar dileriz.
Yorumlar
Yorum Gönder