Kitap Tanıtımı: İKBAL VURUCU – FIRAT KARGIOĞLU – ERKAN ÇAKICI – UKDELER (ÜLKÜCÜ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ÜZERİNE TOPLU YAZILAR)
“Kitaplar çoğunlukla kitabı
yazan kimselerin en iyi duygularını, en doğru düşüncelerini, en sağlam
kanılarını, en temiz umut ve ülkülerini taşır.”
Victor Hugo
İkbal Vurucu, Fırat Kargıoğlu ve Erkan Çakıcı’nın makalelerinin
toplandığı kitap Ukdeler, Gençlik Kitabevi Yayınları tarafından 2012 yılında yayımlanmıştır.
Ülkücü – Türk Milliyetçiliği adına yazılmış olan kitap üç bölümden oluşmaktadır.
Kitabın ilk bölümünde İkbal Vurucu’nun seçilmiş on tane yazısı yer almaktadır. Vurucu,
makalelerinin birinde ülkümüzün olup olmadığını sorgulamış bir diğerinde ise
milliyetçiliğin güncel sorunlarını ele almıştır. Ülkücülüğün imkânlarına değinmiş,
ülkücülerin sert bakışlı değil, sevgi bakışlı olduğuna işaret etmiştir. Kitabın
ikinci bölümünde Fırat Kargıoğlu’nun on sekiz tane seçilmiş makalesi yer
almaktadır. Yazar bu bölümde değerli edebiyatçılar arasında karşılaştırmalar
yaparak ülkücülüğü alışılmışın dışında bir şekilde irdelemiştir. Modern ve post
modernlik üzerine makalelerin de bulunduğu bu bölümde, ülkücülerin şiir cemaati
olarak düşünülüp düşünülmeyeceğini de sorgulanmaktadır. Kitabın üçüncü
bölümünde Erkan Çakıcı’nın on iki makalesi yer almaktadır. Milliyetçi camianın
unutulmuş şairi Dilaver Cebeci’ye de yer verilen yazılarda entelektüelliğe
vurgular yapılmıştır. Barış Manço için de bir derkenar yazısı yazılmıştır.
Kitabın özsözünde “kendimizi, ne olduğumuzu ya da ne olmadığımızı
açıklayarak değil, ne düşündüğümüzü, neyi amaçladığımızı, nasıl yapacağımızı ifade
ederek topluma tanıtmalıyız” sözleri kullanılmış, ülkücülerin kendilerini ifade
edememe sorunu yaşadığı vurgulanmıştır. Bahsettiğimiz düşüncenin en iyi ifade
edilmiş hali “ukdeler” kitabıdır. Dündar Taşer’in “muhasebeye düşmandan
başlanmaz” ve Galip Erdem’in “Türk milliyetçiliğinin en büyük sorunu Türk
milliyetçileridir” tespitleri kitabın çıkış noktasını oluşturmaktadır.
Kitabın giriş bölümünde bulunan “ülküler
uzak hedeflidir, uzun vadelidir. Bir ülkünün hemen yarın gerçekleşmesi mümkün
olmayabilir. Ülküler önümüzdeki yılları, önümüzdeki yüzyılları kapsayabilir.
Ama ülkü insanının kalbini aydınlatan bir ışıktır. Ülkü insanlara yönünü tayin
etmesini sağlayan bir kılavuzdur. Milletler için de milli ülkü, milletin
kılavuzu, milletin yolunu aydınlatan güneşidir. Ülküsüz insan çamurdan bir
varlık gibidir. Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir”
satırları ülküsüz bir insanın insan gibi yaşayamayacağını vurgulamaktadır. Ülkü,
kişiler için hava ve su kadar önemli bir ihtiyaçtır. Unutmayalım ki kendine
yararı dokunmayanın başkasına da yararı dokunamaz.
Fırat
Kargıoğlu’nun kitabın arka kapağında yer alan satırları kitabın içeriğinin ne denli
yoğun olduğunun habercisidir:
“20. yüzyılın “fetih” paradigmaları,
zaferin, kitleleri “yek bir yumruk” kılmaktan geçtiğine inanıyordu: İtalyan
filozof Gramsci’nin metaforlarıyla ifade edecek olur isek, öngörülen hep
“mevzi” savaşlarıydı, “manevra” savaşları değil. Oysaki bugünkü ihtiyaç tam aksi
yöndedir: 21. Yüzyıl, manevra savaşlarının yüzyılı olacaktır. Bir başka
deyişle, politik/sivil toplumun fethi, siyasal partiler ya da sivil toplum
örgütleri etrafında mevzilenen “kütle-adam”larca, kuru kalabalıklarca değil,
seçkin “akıncı” birlikleriyle gerçekleşeceklerdir. Söz konusu akıncı-aydınlarca
fethedilmesi öncelikli olan “toprak” ise, zannedildiği gibi “siyaset” değil,
“kültür”dür. Gayet tabii Ülkücü-Türk milliyetçileri de, özetin-özeti olarak
sunduğumuz bu taktik/stratejik gereklilikten “muaf” değildir. Bizlerin -entelektüel
anlamda- “gündelik siyaset” merkezli “rozet kimlik”lerden, kendi kendine yeten
bir “kültür ve dava adamı” kimliğine geçiş yapmamız, bugünün dünyasında artık
yadsınamaz bir zarurettir. Elinizdeki kitap ise, sadece ve sadece bu zaruret
halinin farkında olanlar içindir.
Franz Kafka; “hayattan, nispeten
kolayca, hayli kitap çıkarabilir kişi; oysa kitaplardan az, azıcık hayat
çıkarabilirler” der. Elinizdeki kitap da Kafka’nın bu yargısına herhangi bir
istisna teşkil etmez. Zira Ülkücü-Türk Milliyetçilerinin akıp giden, devingen
hayatlarından da hayli kitap çıkarılabilir; oysa İkbal VURUCU, Erkan ÇAKICI ve
bendenizin “parça tesirli” yazılarından müteşekkil olan bu kitaptan, Ülkücü-Türk
Milliyetçileri adına az hatta çok az şey çıkarılabilir. Bu, hakikatin kabul ve
ilanıysa bir nevi “haddini bilmek”tir.”
Kitabı edinmenizi ve okumanızı tavsiye ederiz. Her şeyden öte “ülkücüler analitik düşünebilen, içerisinde bulunduğu toplumu yönlendirebilen, sorunlar karşısında hızlı çözüm üretebilen, çağa uygun bir donanıma sahip, bilim izindeki şahsiyetler olmalıdır” cümleleri için dahi kitabın okunması gerektiğini düşünüyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder